Bizler, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin çocuklarıyız!
Milli değerlerimizle sorunumuz olmadığı gibi, manevi değerlerimizle de hiç sorunumuz olmadı ve de olamaz!
Dini inancı, siyasi tercihi ve etnik yapısı ne olursa olsun;
Bu toprakların insanı dini bayramlarda, küs olduklarıyla kucaklaşır, hele hele ramazan ayı geldiğinde kendine bir başka çeki düzen verir. Kullandığı dile, takındığı tavırlara karşı daha dikkatli olur.
Kısacası kimseyi kırmamaya çalışır.
Ama AKP iktidarında çok yorulduk!
Dayak yemekten beter olduk…
Çünkü; her akşam neredeyse bütün televizyon ekranlarında kavga yaşanıyor.
Ülkeyi yönetmeye talip olanlar bizleri azarlar gibi konuşuyor. Onların Milli Bayramlarda hastalanmalarına (!), dini bayramlarda ayrıştıran tavırları ile enerjimizi bitirmelerine alıştık.
***
Halbuki, Türkiye’de Parlamenter Demokratik bir sistem vardı…
Yasama, Yürütme, Yargı ve Basın bu sistemin olmazsa olmazlarıydı.
Bu durum insanlarımıza huzur, iş dünyasına güven verirdi.
O sistemdeki Cumhurbaşkanı’nın hiçbir siyasi parti ile ilişkisi olmazdı.
Çünkü o makamda oturan Türkiye Cumhuriyeti Devletini temsil eder, siyasi parti liderleri arasında herhangi bir anlaşmazlık olduğu zaman da “Ne yapıyorsunuz? Gelin bakayım buraya” diyerek uzlaştırıcı rol oynardı.
İşte bundan dolayı; Siyasi Parti Liderleri de, vatandaşlar da Cumhurbaşkanlığı makamına büyük saygı duyarlardı.
Takvim yaprakları 16 Nisan 2017’yi gösterirken bu ülkede bir referandum yapıldı.
Sonra da, 9 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildi.
Bu sistem ile Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda bir partinin Genel Başkanı olmasının da yolu açıldı.
Başka bir ifade ile al sana iki şapka denildi.
Referandum öncesi yapılan konuşmalara göre; Terörün üstesinden gelinecek, işsizlik azalacak, ekonomik kriz bitirilecek ve her şey eskisinden güzel olacaktı!
Ama olmadı…
Aynı başta iki şapka ağır geldi.
Günlük hayatımızda bile iki şapkayı aynı anda giymeye zorlanmış olsak, birincisi başımıza ağırlık yapacağı, ikincisi de dengemizi bozacağı gerekçesiyle kabul etmezdik.
Ama referandumda bunu düşünemedik.
Yeni sistemle birlikte parlamento’nun önemi azaldı!
İktidar Milletvekilleri bile, yeni sistemin atanmış bakanlarına ulaşamamaya başladı!
AKP’den seçilmiş Belediye Başkanları bir bir görevden alınırken, bunun nedeni konusunda bir açıklama yapılmadı.
…Ve bu durumdan AKP seçmeni bile mutlu olmadı. Bu yüzden partiden istifalar başladı.
31 Mart Yerel Seçimlerinde Millet, Büyükşehirleri AKP’den alarak sarı kartını gösterdi.
Ama onlar hala bunun farkında değiller…
Hala “Güç bizde” diye hareket ediyorlar!
Hala, daha önce kullandıkları siyasi argümanları kullanmaya çalışıyorlar.
Uzun lafın kısası; İki şapka işi bu ülkeye iyi gelmedi!
Ama onların “İki ayyaş” diye suçlamaya çalıştığı Atatürk ve İnönü’yü bu millet şimdi daha iyi anladı!..
