Bu gün ülkemizde küresel ısınmanın getirdiği yan tesirlerden biri olarak ön görülen iklim değişikliğini yaşamaktadır. Daha önce ülkemizde daha az görülen veya tespit edilen su ve rüzgar tahribatları artık daha çok gözlemleniyor ve kayıt altına alınıyor. Bilim insanları ülkemizin” yarı tropik” olan hava şartlarının “tam tropik” olarak dönüşmekte olduğunu söylüyor ve uyarıyorlar.
Son dönemde toplumsal hafızamızda çeşitli afetler örneğin “dolu şeklinde büyük buz parçacıklarının yağması ve çatı ve cepheleri tahrip etmesi,” ,.gerek bina gerekse de vasıtalara zarar veren “hortumlar”, seller kaldı. Bazen çok üzücü can kayıpları bile söz konusu oluyor.
Tabi bu durumda özellikle hayatımızın önemli bir bölümünü yaşadığımız binalarda da iklim değişikliğine karşı önlem alınması değişiklikler yapılması gereğini ortaya çıkarıyor. Buda değişik sektörlerin bir araya gelmesi ile oluşan inşaat sektöründe konu üzerinde çalışmaları tetikliyor.
Bilindiği gibi güneş ışınları radyasyon veya ışıma yolu ile yeryüzünü ısıtmaktadır. Yeryüzünün faklı olarak eskisine göre birkaç derece fazla ısınması, ısının dünyada kalması şeklinde oluşan enerjide, atmosferde farklı fiziksel koşullarla hava ve ona bağlı su olaylarına dönmektedir.
Ek olarak özellikle Kentler üzerinde gerek hava içinde oluşan faklı gaz ve tozlardan , gerek bitki örtüsünün azlığından, gerekse de hava hareketlerinin yapılaşmaya bağlı olarak azalmasından , kentlerin yapılaşmasından gelen kolaylıkla hissedilen farklı bir rejim oluşmaktadır. Buna yeni bir “iklim adacığı” denilebilir. Sadece ısıyı ele alırsak “kentsel ısı adaları” şeklinde ifade edebiliriz
Bu adaların Oluşumunda yukarda yazılı nedenlere kentlerin genel dokusunu oluşturan yüzey malzemelerini de bir faktör olarak ekleyebiliriz. . Kentlerin genel olarak dokusunu oluşturan yüzey malzemeleri kendi özelliklerine uygun olarak gün ışığında ısınmakta gecede bu enerjiyi geri vermektedir.
(Kırsal kesimde her hangi bir engel yoktur ve ışınlar toprak ve bitkilerle emilir su da tekrar buharlaşacaktır…bu unsurlarda rahatsız edici olmamaktadır
Bu durumda ısınmayı etkileyen faktörlerden birinin de kentler de üst katmanların yüzeylerinin cinsleri ve renkleri olduğu ortaya çıkmaktadır. ( Termal yayılım ve iletkenlik kat sayılarının mukayesesinde de kentlerde durum kırsal alanın tam tersidir . )
Kentlerde dış yüzeylerde kullanılan koyu renkli malzemeler ısıyı bünyesinde tutar ve ısınmaya yol açar… Kentlerde direkt gün ışığına açık bina yüzeylerinde” yansıtıcılık” değerleri yüksek malzemeler ve renginin doğru seçiminin ısınmanın azaltılmasına katkı yapacağı açıktır.
Özellikle ülkemizin güneyinde güneşin daha etkin olması sebebiyle beyaza yakın açık renklerin kullanılmasının daha serin bir yüzey ortaya koyduğu bilmeliyiz. Bu şekilde seçimler yapılırsa , binaların ısınması azaltılabilir ve soğutmaya duyulan enerji ihtiyacı azaltılabilir. Bu oranın . %7 -%15 gibi enerji sarfiyatında ekonomi yarattığı hesaplanmıştır.
Özellikle sıcak bölgeler için binalarda çatı ve cephelerinde kullanılabilecek doğru malzemelere “serin malzemeler” şeklinde bir ifade kullanıyoruz. Serin malzemeler, ışığı yansıtır ve bu malzemelerin ısıyı yayılım yolu ile ortama bırakma oranı yüksektir.
Serin malzemelerle üretilen “serin çatı ve cepheler” binalar da ayrı bir konfor ve ekonomi sağlamaktadır.
Serin Çatılar ve Serin Malzemeler
Serin çatılar, serin malzemeler kullanılarak güneş ışınlarını yansıtan, özellikle sıcak iklim bölgelerinde yaz aylarında binanın soğutulmasına yardımcı olarak bina kullanıcılarının enerji ihtiyaçlarını önemli bir ölçüde azaltan sürdürülebilir bir çatı teknolojisi olarak tanımlanabilir. Serin çatılar, özgül ısı ve termal yayılım değerleri düşük, termal iletkenlik değeri yüksek yüzeylerdir.
Serin çatı malzmelerinin ısı tutma kapasiteleri, geleneksel malzemelere göre daha düşük olabilmektedir. Geleneksel çatı malzemelerinde çatı yüzeylerindeki sıcaklık 66-85°C’ye kadar ulaşarak sıcak yüzeylerin oluşmasına zemin hazırlarlar.
Serin çatı malzemeleri ile bu sıcaklıklar 28-33°C’ye kadar azaltılabilir. Serin çatılar binaların soğutma yükünü azaltarak enerji tasarrufu sağlarlar. Özellikle sıcak iklim bölgelerinde iklimlendirme cihazlarının kullanımını azaltır.Ortalamaenerji tasarrufu %7 ile %15 arasında değişmektedir.
Serin Çatı Kaplama Malzemeleri ve Özellikleri
Bu çalışma kapsamında, Çelik’in (2012) çalışmasında yaptığı serin malzeme sınıflandırması esas alınmıştır. Buna göre serin çatıkaplama malzemeleri 7 başlıkta ele alınmaktadır:
Beyaz Kaplamalar ve Beyaz Renkli Malzemeler: Beyaz, güneş yansıtıcılığı en fazla olan renktir. Ancak, beyaz rengin yansıtıcılıkdeğeri, malzemeye beyaz rengi veren pigmentin boyutu, boyanın uygulandığı malzemenin kalınlığı ve özgül ısı gibi özelliklerine göre değişir.
Çatı yüzeylerinde güneş yansıtıcılığı yüksek olan beyaz renkli kaplama malzemeleri kullanılarak veya çatı yüzeyi akrilikbeyaz boya ile boyanarak, çatı yüzeyinin gün boyu ısı depolanması engellenebilir ve çatıların serin olmasını sağlanabilir.
Utah Olympic Oval, Serin Çatı Kaplaması.
Düşük eğimli bir çatıya sıva püskürtmesi yapılmaktadır. Sıvalar düşük eğimli çatılarda en iyiuygulanabilen yüzeysel işlemlerdir. Koyu kıvamlı boya kıvamındadır, yosun ve mantar büyümesine engel olmak için kimyasal maddeler barındırır ve yıkanabilir özellikte olup kiri yağmurda akıtır .Ayrıca çatı yüzeyinde serin malzemeler ile fotovoltaik güneş panellerinin kullanılması enerji tasarrufu sağlamaktadır
Alüminyum Pigmentli Serin Malzemeler: Alüminyum pigmentler serin çatı performansını arttırabilir. Siyah asfalt malzemenin alüminyum pigmentli halinin güneş ışını yansıtıcılığı %50 olarak ölçülmüştür. Metalik malzemelerde yüksek kızıl ötesi yayılma (le)değeri düşüktür.
Ayrıca metal malzemelerde yansıtıcılık (SR) ve yüksek kızıl ötesi yayılma (Ie) arasında ters orantı vardır. (SR) nekadar artarsa (Ie) o kadar azalır. Dolayısıyla alüminyum pigmentler ne kadar fazla ise (SR) o kadar fazladır ve (Ie) azdır. Bu tür malzemeler beyaz kaplamalara göre yıpranmaya karşı daha dayanıklıdır.
Netice de Kentsel dönüşümde ve iklim değişikliğinde bu işlerle ilgililerin tercihlerinde tüm gereklerin yanı sıra, çatı ve cephede doğru malzeme ve renklerini de dikkate alarak iklim bölgelerine uygun seçimler yaparak, hem dünyamıza sahip çıkmasını, hem de işverene ülkemize ekolojik ve ekonomik fayda sağlamalarını diliyoruz.
HABER : BÜLENT ÖZGEN