Edremit Kaymakamı Ahmet Odabaş, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ve Cumhuriyetin kuruluşunun 100. Yıl kutlama etkinlikleri kapsamında öyle bir konuşma yaptı ki! Alandakilerin tüyleri diken diken oldu.
Kaymakam Odabaş’ın konuşması, Şehit Hamdibey Meydanını dolduranlar tarafından sık sık alkışlarla kesildi.
Kaymakam Ahmet Odabaş’ın duygulandıran konuşmasının tam metni şu şekilde: “Bugün yüce Türk milletinin tüm bireylerinin büyük devlet adamı Atatürk’ün önderliğinde kenetlenerek çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu tüm dünyaya ilan ettiği günün 100. yıl dönümüdür. İstiklalden istikbale cumhuriyetimizin kuruluşunun 100. yılı kutlama programına hoşgeldiniz şeref verdiniz. Şan ve şeref destanlarıyla tarihimizden aldığımız azim, cesaret ve vakarla coğrafyamızdaki hakimiyetimizin birinci yüzyılını tamamlarken cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına Türkiye yüzyılı ilkesi ile şanla, şevkle yeni bir dinamizmle yeni bir heyecanla bismillah diyoruz. Cumhuriyet, Türk milletinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk gönderdiğinde verdiği emsalsiz kahramanlık mücadelesinin eşsiz vatan sevgisinin vazgeçilmez bağımsızlık iradesinin en güzel eseridir. Vatanın bölünmez toprakları üzerinde Ayyıldızı al bayrağımızın gölgesi altında tek millet olarak özgürlük ve bağımsızlık yolunda her şeyini feda edebilme anlayışının en güzel ifadesidir.
Bir yönetim şekli olmanın ötesinde aynı zamanda tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesi olan cumhuriyet, getirdiği çağdaş açılımlarla geçtiğimiz yüzyılda Türk insanın önünü açmış ve ufkunu genişletmiştir. Cumhuriyet kurumları, kudreti ve önderliği ile bilimde, eğitimde, kültürde, sağlıkta, ekonomide, sosyal yaşamda, askeri alanda var olan tüm kazanımlarımızın ve değerlerimizin çağdaş uygarlık düzeyine erişmek adına attığımız her adımın aldığımız her yolun şaşmaz güvencesi olmuştur.
Şanlı tarihimizin bu topraklardaki son devleti Türkiye Cumhuriyeti devleti ile ülkemiz 100 yıllık süreçte ulusal bağımsızlığı elde etmiş ulusal egemenliği ile siyasal ve toplumsal yaşamda meydana gelen reform ve dönüşümler de tarih sorumluluğunun bilincinde olarak dünyada söz sahibi olan bir ülke konumuna gelmiştir.
Türkiye cumhuriyeti ikinci yüzyılında da hakikatin sesi olma yolundaki kararlılığını sürdürmeye devam edecektir. Bugün coğrafyamızda meydana gelen gelişmeler mazlumların hakkını koruyabilmek ve onların sesi olabilmek adına çok güçlü olmamız gerektiğini bizlere bir kez daha hatırlatmaktadır. Ne acıdır ki 100 yıl önce milli mücadele millet olarak top yekün bertaraf ettiğimiz acıların benzerlerini yıllardır Filistinli kardeşlerimizde yaşamaktadırlar. Bu acıları tekrar bizlerin yaşamaması için ve bu acıları yaşayan mazlumların yanında olmak için Türkiye yüzyılında da çok güçlü olmak zorundayız. Bu vesileyle Filistin’de, Gazze’de, Kudüs’te acımasız saldırılar neticesinde şehadet şerbetini içen binlerce kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum. Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında ülkemiz edindiği kazanımlarla dünyanın geleceğine yön veren söz sahibi ülkeler arasında konumlanmaya devam edecektir. Ülkemiz, bugün eğitimden teknolojiye sağlıktan ulaşıma kadar bir çok alanda yapılan önemli atılımlarla dışa bağımlılığın azaltılması noktasında önemli çalışmalar yapmış yapılan yatırım, hizmet ve icraatlar ile ekonomiden sağlığa adaletten eğitime dış politika terörle mücadeleye savunma sanayiden enerjiye ulaştırmadan teknolojiye spordan iletişime kadar bütün alanlarda gerçekleştirilen dev atılımlarla Türkiye yüzyılının temellerini atmıştır. Bugün bismillah diyerek başladığımız cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında da bizlere düşen en önemli vazife her bir karışı ezanlarımız ve bayrağımız ile süslenmiş üzerinde özgürce yaşayabileceğimiz bir vatan bırakan kahramanlarımızın aziz hatıralarına sahip çıkarak asırlardır sürdürdüğümüz birlik beraberlik ve kardeşlik ruhu içerisinde demokratik cumhuriyetimizi daha da güçlendirme olmalıdır. Bu bilgi çağında ülkemiz kalkınmasın modern çağın gerektirdiği şekilde eğitilmiş insan gücüyle olacağının hepimiz bilincindeyiz. Ancak şunu unutmamalıyız ki milli manevi değerlerinin farkında olmayan değerlerine yabancılaşmış Türk kimliğinin ne ifade ettiğini bilmeyen ve de küçümseyen yani gaflet içinde olanların Dünya milleti içerisindeki varlıklarını anlamlandırmaları mümkün olamaz. Dolayısıyla Özbenliğine yabancılaşmamış gençler ancak Türk milletinin şiyarının saygınlık ve onur olduğunu bilincinde olabileceklerdir. Bunun için de çocuklarımıza geleceğe çok iyi hazırlamak zorundayız. Bu konuda yetişkinler olarak bizlere anne babalara ve onların geleceği hazırlayacak olan aydın Türk öğretmenlerine büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Sevgili gençler büyük önder Mustafa Kemal Atatürk, ‘cumhuriyeti biz kurduk onu yaşatacak ve yükseltecek olan sizlersiniz’ diyerek sizlere olan sonsuz güvenini ortaya koymuştur. Sizler de kendinize güveniniz heyecanınızı bu millete bu ülkeye hizmet etme şevk ve ideallerinizi asla yitirmeyiniz. Zira Cumhuriyet idealist gençlerin omuzlarında ilelebet payidar kalacaktır. Yine Atatürk’ün ‘hangi istikbal vardır ki yabancıların nasihatleriyle yabancıların planlarıyla yükselebilsin tarih böyle bir olayı kaydetmemiştir’ sözlerini aklınızdan bir an bile çıkartmayınız. Hiç şüphe yok ki cumhuriyet gençliği olarak sizler bir gün istiklal ve Cumhuriyet müdafaa mecburiyetine düşersiniz onun engin yurtseverliğinden ve fikirlerinden ilham alıp vazifeye atılmak için bir an bile tereddüt etmeyeceksiniz ve muhtaç olduğunuz kudretin damarlarınızdaki asil kanda dolaştığını bileceksiniz. Sevgili gençler, hiçbir zaman unutmayınız ki her karış toprağa şehit kanlarıyla sulanan bu kutsal topraklar gökten zembille inmedi, ağaç kavundan çıkmadı, talimatla kurulmadı, sınırları cetvelle çizilmedi. Öyle ki milletimizin tarih yolculuğunda ki 1000 yıllık ordularıyla varoluş mücadelesinde orta Asya’nın bozkırlarından Anadoluya kadar oradan Viyana kapılarına kadar aşağıda Arap yarımadasına hükmeden bir ecdadımız var bizim. Aziz milletimiz Selçukludan Osmanlı’ya oradan Cumhuriyet’e miras kalan Türk’ün ruhunu her diyara şerefle onurla gururla taşımıştır. Tarihimiz ecdadımızın büyük bedeller ödeyerek kazandığı destansı zaferlerle doludur. Büyük kumandan Alparslan’ın Malazgirt Meydan Savaşı ile bizlere yurt yaptığı Anadoluyu işgale yeltenen yedi düvele karşı koyan çağ açıp çağ kapatılmasına vesile olan dünyanın göz bebeği İstanbul’u fetheden Fatih Sultan Mehmet han gibi bir ecdadımız var bizim. Öyle ki milli mücadelede Çanakkale geçilmez ,Çanakkale geçilmez diyen 57. alay uğruna ey onbeşli onbeşli türküsü yakılan tüyü bitmemiş Mehmetlerle İstanbul’a demirlemiş düşman gemilerine bakıp geldikleri gibi giderler yeminiyle 19 Mayıs 1919 Kurtuluş ateşini Samsun’da yakan askerlerine dönmeyi değil vatan için ölmeyi emreden hattı müdafaa yoktur sattı müdafaa vardır ve o satıh bütün vatandır sözüyle bugün üzerinde özgürce gezip dolaştığımız topraklar için varını yoğunu veren bir liderimiz Mustafa Kemal Atatürkümüz var bizim. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşları emaneti olan bu vatanı koruyup kollamamaya emaneti evlatlarımıza bırakmaya ay yıldızlı Albayrak’ı göklerde dalgalandırmaya söz verdik. Bu söz ceddin deden neslin baban hep kahraman Türk milleti ruhuyla verildi . BU ruh cesursan gel al diyen düşmanına cesurum geldim aldım diye cevabı veren 1974 Kıbrıs Barış Harekatıyla veren Türk silahlı Kuvvetlerinin ruhudur. ÖzgürlükTürk’ün ruhudur,. Kim ne söylerse söylesin düşmanlık tohumları ekip aramıza mifak sokmaya çalışırsa çalışsın onlara aldırış etmeyiniz. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türk halkına Türk milleti denir onun için Mustafa Kemal Atatürk ‘Ne mutlu Türk olana dememiş ne mutlu Türk’üm diyene’ demiştir. Yarılması aylar sürer denilen düşman hattını 36 saatte yarıp 9 Eylül 1922’de düşmanı denize döken süngü gücüyle Mondros yerine Mudanya‘yı, Sevr anlaşması yerine Lozan‘ı kabul ettiren geldikleri gibi giderler diyet, Hatayı yurt yapan 57 senelik ömürlü vatanına, milletine feda eden, cepheden cepheye koşan yetinmeyip daha 40 yaşına gelmeden egemenlik Kayısısı şartsız milletindir deyip büyük millet Meclisini kuran 29 Ekim 1923’te 100 yıl önce bugün cumhuriyeti ilan edip ‘tarih yazan bir ulus ruhuyla devletin dili Türkçedir ‘diyen ‘hayatta en hakiki mürşit ilimdir’ diyen ‘kadın erkek eşittir’ diyen ‘hak ve hürriyetler’ diyen Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını rahmet minnet ve saygıyla anıyorum. ‘Ey Türk milleti muhtaç olduğun kudret damarlarındaki akan asil kanda mevcuttur, Türk milletinindir emanetiniz emanetimizdir nice 100 yıllara diliyorum yaşasın Türkiye yüzyılı, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yılı. Bu önemli ve anlamlı gün vesilesiyle cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere milletimizin sonsuza dek bağımsız yaşaması için vatan uğruna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi rahmetle, kahraman gazilerimizi minnetle anıyorum. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun, var olun.” diyerek sözlerini tamamladı.