Oğuz UÇAR
Ey Atatürk’ün, Cumhuriyetin ve bu ülkenin düşmanları, sizlere sesleniyorum;
Siz bu ulusun; “Sağ, Sol” olarak bölündüğünü, “Türk, Kürt” diye ayrıştığını, “İnanan, inanmayan” anlayışı ile ters düştüğünü, spor dünyasında bile gönül verdiği renkleryüzünden birbiriyle zıtlaştığını mı? sandınız!…
Ama yanıldınız!
Bu millet açlığa, susuzluğa, hayat pahalılığına katlanır!
Her zorluğa göğüs gerer! Ama Atatürk’e saygısızlığı, Cumhuriyet’e dil uzatılmasını asla görmezden gelmez!
Bunun için artık akıllı olun!
Türk’ün bulunduğu yerde bir değil, bin kere düşünün!
Çünkü bu milletin damarlarda “Asil” bir kan olduğunu unutmayın!
Böyle durumlarda, her şeyi bir tarafa bırakıp, tek yürek, tek yumruk olabileceğini hatırlayın!
Bunun son örneği Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da yaşandı.
Bedevi Arapları Atatürk’e olan düşmanlıklarını öne çıkarınca Türk Milletinin “Siz de kim oluyorsunuz?” tepkisiyle karşılaştı. Bu millet tek yumruk oluverdi!
Böylece bütün dünya bir defa daha bu ülkenin ATATÜRK’e olan bağlılığını görmüş oldu.
* * *
Bu konuda söylenecek çok şey var!
Ülkeyi yönetenlere sormak istiyorum;
Ne oldu da, eski adı ile “Cumhurbaşkanlığı Kupası” yeni adı ile “Süper Kupa” olan finalmaçını Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’a taşıdınız?
Merak ediyorum, bu fikri aklınıza kim getirdi? Yine sizleri kim aldattı?
“Çöl Bedevileri”nin “Atatürk” tişörtleri ile atamızın sözlerinin yazılı olduğu pankartlara yasaklayıcı bir anlayış ile yaklaşacağını göremediniz mi?
Sizi yine birileri aldatmış (!) olacak ki;
Türk halkı “Atatürk Yenilmez” diye haykırınca siz de bu konuda halkı destekleyen paylaşımlarda bulundunuz.
Atatürk’ün yenilmeyeceğini, yok sayılamayacağını sizlerde bir defa daha gördünüz.
Türk Milliyetçiliği ayaklar altına aldıklarını sananlar, Atatürk’ün, şu sözlerini bir defa daha hatırlasın isterim.
Yüzyılın dehası Atatürk, Türk tanımı yaparken bakınız ne diyor:
“Bu memleket, dünyanın beklemediği, asla ümid etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahana oldu. Bu sahana 7 bin senelik (en aşağı), bir Türk Beşiğidir.
Beşik tabiatın rüzgârlarıyla sallandı; Beşiğin içindeki çocuk tabiatın yağmurlarıyla yıkandı.O çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvela korkar gibi oldu; Sonra onlara alıştı. Onları tabiatın babası tanıdı, onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu tabiat oldu. Şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk budur. Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir”
Dünyayı aydınlatan güneşle oynamayın, yanarsınız!
Şimdi TÜRKÇÜ ve ATATÜRKÇÜ olma zamanıdır!
Arapçılığı bırakınız, sizleri de bu saflara bekliyoruz!
Unutmayınız; Çünkü Atatürk yenilmez, yenilmeyecek!