Ana SayfaEditörün SeçtikleriEĞİTİM İŞ'TEN PROJE OKULLARINA TEPKİ: "PROJE DEĞİL, ADALET İSTİYORUZ"

EĞİTİM İŞ’TEN PROJE OKULLARINA TEPKİ: “PROJE DEĞİL, ADALET İSTİYORUZ”

Eğitim İş Burhaniye Temsilciliği, Celal Toraman Anadolu Lisesi önünde “proje okulları” uygulamasına tepki göstererek adalet talebinde bulundu. Sendika temsilcileri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu felsefesinin, eğitimin kamusal bir hak olduğu ve tüm çocuklara eşit, bilimsel, laik, parasız ve nitelikli bir şekilde sunulması gerektiği anlayışı üzerine inşa edildiğini belirtti. Ancak son 20 yıldır bu anlayışın sistemli bir şekilde tasfiye edildiğini savundu.

Açıklamada, kamusal eğitim idealinin yerle bir edildiği, Milli Eğitim Bakanlığı’nın anayasal sorumluluğu olan eğitimde fırsat eşitliğini sağlama görevinin açıkça reddedildiği ifade edildi. Bu durumun en somut örneği olarak “proje okulları” politikası gösterildi. 2014 yılında 44 okulda başlatılan ve başlangıçta “ulusal ve uluslararası projelerin yürütüleceği özel okullar” olarak sunulan bu modelin, bugün 2318 okula ulaştığına ve içeriğinin boşaltıldığına dikkat çekildi. Proje okulları uygulamasıyla eşitsizliğin kurumsallaştırıldığı, öğretmenlerin hukuki güvencelerinin yok edildiği, eğitimde liyakatin ve yerleşik kültürlerin tahrip edildiği vurgulandı.

Eğitim İş, bu sürecin mimarı olarak Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i gösterdi. 2014 yılında dönemin müsteşarıyken Tekin’in “Mevzuatlar bize engel oluyor. Ama biz siyasi iradeyle hareket ediyoruz. Mevzuatlara rağmen bildiğimizi yapacağız” sözlerinin bugün yaşananların habercisi olduğu belirtildi. Açıklamada, öğretmenlerin kıyıma uğradığı, sürgün edildiği, okulların yıllardır oluşan ikliminin darmadağın edildiği, öğrencilerin sınava aylar kala alıştığı öğretmenlerinden koparılmasının eğitimde istikrarı bozduğu ifade edildi. Bu durumun bir proje değil, bir tasfiye operasyonu olduğu savunuldu.

Sendika, proje okulları uygulaması ile bakanın 80 bine yakın öğretmeni doğrudan seçme ve atama yetkisini elinde topladığına dikkat çekerek, öğretmenlerin bilgi birikimi, başarı belgesi, akademik unvanı ya da hizmet puanı yerine bakanın onayının belirleyici hale geldiğini belirtti. Bu durumun mülakat düzeninin öğretmen atamalarındaki yeni biçimi olduğu ifade edildi. Bugün yüzlerce öğretmenin, yıllardır görev yaptığı, okulun kültürüne katkı sunduğu, öğrencileriyle aile gibi olduğu okullardan gerekçesiz ve ani bir şekilde sürüldüğü belirtildi. İzmir Atatürk Lisesi gibi köklü kurumlarda bir gecede 60 öğretmenin görevden alındığı, norm kadro fazlası bahanesiyle on yıllardır emek veren öğretmenlerin başka ilçelere, bazen 100 kilometre öteye gönderilmek istendiği vurgulandı. Bu durumun hukuka aykırı olmasının yanı sıra eğitimin ruhuna, okul kültürüne, öğrenci-öğretmen ilişkisine ihanet olduğu ifade edildi.

Eğitim İş, Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidara şu soruları yöneltti: “Öğretmenin oradan alınmasının objektif gerekçesi nedir?”, “Yıllarca görev yapan, başarı belgesiyle ödüllendirilmiş, yüksek lisans ve doktora sahibi öğretmenler hangi kriterle yetersiz görülmüştür?”, “Yerlerine atanacak kişilerin liyakatini kim ve neye göre belirlemiştir?”, “Aynı okulda yıllarca çalışan öğretmenleri bir gecede sürgün etmek hangi pedagojiye, hangi hukuk devletine, hangi kamu vicdanına sığar?”

Sendika, devlet memurluğu güvencesinin siyasi iktidara göre değil, anayasa ve yasalara göre görev yapma sorumluluğu olduğunu vurgulayarak, proje okulları aracılığıyla bu güvencenin ortadan kaldırıldığını ve öğretmenlerin itaate zorlandığını savundu. Eğitim İş, “proje okulu” adı altında yürütülen bu uygulamanın bir okul geliştirme projesi değil, siyasi iktidarın kendi memurunu, kendi neslini ve kendi toplumunu yaratma projesi olduğunu belirtti. Köklü okulların emekle, alın teriyle, yılların birikimiyle yetiştirdiği öğretmenlerin tasfiye edildiği, bunun sadece bir personel değişimi değil; bir hafızanın, bir kültürün, birikimin ve Cumhuriyet’in eğitim anlayışının sistemli biçimde tasfiyesi olduğu ifade edildi.

Sendika, bu durumun nedenini, liyakatsizliği teşvik ederek biat eden kadrolar yaratmak, düşünmeyen nesiller yetiştirerek sorgulama kültürünü ortadan kaldırmak, Cumhuriyet’in temelini oluşturan laik, bilimsel ve kamusal eğitimi çökertmek olarak açıkladı. Kırk yıllık bir öğretmeni, yıllarını eğitime ve öğrencilerine adamış bir insanı, tek bir yazıyla, tek bir imzayla görevden almanın kolay olduğu ancak onun öğrencilerinin yüreğinde bıraktığı izin, düşünce dünyasında açtığı kapıların, hayata dokunuşunun silinmesinin imkânsız olduğu vurgulandı. Gerçek öğretmenin sınıflarda sadece ders anlatmadığı, geleceği şekillendirdiği, insan inşa ettiği belirtildi.

Bugün sistemli bir şekilde görevden uzaklaştırılan öğretmenlerin, Cumhuriyet’in devrimci eğitim mirasını temsil ettiği ve Cumhuriyet’in en derin, en hayati damarı olan eğitime ulaşıldığı ifade edildi. Cumhuriyet’i yıkmanın en kestirme yolunun, onu var eden eğitim devrimini yok etmek olduğu, Köy Enstitülerinden bugüne taşınan ilerici eğitim anlayışını tasfiye etmenin; özgür, eşit, laik bir toplum idealinden vazgeçirmek anlamına geldiği vurgulandı.

Eğitim İş, o öğretmenlerin yalnızca bir meslek grubunun değil, bir halkın vicdanı olduğunu belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı ve siyasi iktidara şu taleplerde bulundu: “Tüm öğretmenler için eşit ve adil atama sistemi”, “Tüm öğrenciler için eşit ve nitelikli eğitim hakkı”, “Öğretmenlerin sürgünle terbiye edilmediği, eğitimde liyakat ve hukuk ilkesinin esas alındığı bir sistem.”

Eğitim İş, hiçbir öğretmenin yalnız olmadığını bir kez daha hatırlatarak, bu hukuksuz atamalara karşı her türlü yasal mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğini kamuoyuna ilan etti. Açıklamada, bu adaletsizliğe karşı yalnız sendikanın değil, halkın da sessiz kalmadığı, ülkenin dört bir yanındaki birçok köklü okulda, öğrenci ve mezunların, yıllarını eğitime vermiş öğretmenlerine sahip çıkmak için eylemler başlattığı belirtildi. Gençlerin, kendilerine ışık tutan öğretmenlerinin yanında durarak yalnızca bir hak ihlaline değil; Cumhuriyet’in eğitim anlayışına da sahip çıktıklarını haykırdığı ve bu dayanışmanın, karanlığa karşı yanan umut ateşi olduğu vurgulandı.

Exit mobile version