Elazığ merkeze 75 km uzaklıkta bir ilçe Maden. Türkiye’de bakır madeni ilk kez Maden’de bulunmuştur. Ziraat Bankası bölgede ilk şubesini Maden’de açmıştır. Tenis kortları, sinema salonları civar bölgede ilk Maden’de faaliyete geçmiştir. Bölgede belediye teşkilatı ilk kez Maden’de kurulmuştur. O dönem bakır işletmeleri Etibank’a devredilmiştir. Maden ilçesi geliştikçe gelişmiş, birçok ilden ve Avrupa’dan birçok işçi gelmiştir. İlçe nüfusu 30 binlere kadar çıkmıştır.
Bir de tarihi kültür mirasları vardır Maden’in. 1862 yılından kalma ve halen ibadete açık olan Cam-i Kebir. 2. Abdülhamid döneminde yapılan Maden saat kulesi, bölgenin ilk ve en eski saat kulesidir. Aynı dönemde yapılan bir başka saat kulesi de İzmir’dedir. Tarihi taş köprü ve Maden Hükümet Konağı’nı da unutmadan ekleyelim.
Yüksek dağların eteklerine kurulu, daracık sokakları ve bu sokakları eşeklerle temizleyen çöpçüleri vardır. Maden için şöyle bir söz de söylenir, “Gündüz al, gece sat.” Çünkü gündüz bakınca bakır madeni renginde ve dimdik bir sarp kayalığı andıran görüntüsü vardır.
Gece ise gökyüzündeki yıldızlar gibi ışık saçan sokak lambaları. Işıklandırılmış beş basamaklı bir merdiven gibi. Gündüz düşük gece yüksek değerli olduğu söylenegelmiş. Tabii günümüz sisteminde değer para ile ölçüldüğü için bu söz ilçede yaşanmışlıkları pek ‘değerli’ görmez.
MADEN REZERVİ İŞTAH KABARTIYOR
Tarihte ilklerle anılan Maden, yine bir ilkle kaderine terk edilir. Madenlilerin 5 yıldır uğraştıkları bir sorun var ki Yeşilçam filmlerini aratmayan cinsten. Yeşilçam filmlerinde de yoksul bir mahallede halk mutlu mesut yaşarken, bir ‘para babası’ çıkar ortaya “O mahalleyi istiyorum” der.
Filmlerde genellikle mutlu son olur. İnsanlar evlerini terk etmezler. Evlerini kurtarırlar. Hatta kötü para babasını bile yola getirip iyi bir insan yaparlar. Maden Cami Kebir Mahallesi de ‘Doğal olmayan yolla heyelan riski’ gerekçesiyle boşaltılmak isteniyor
Tabii maden rezervi bakımından zengin olan Maden iştah kabartmaya da devam ediyor. Çeşitli haberler de yapıldı şimdiye kadar. Şimdi mahallilere birer tebligat gönderilerek mahalleyi boşaltmaları isteniyor. Nerede kalacakları bile söylenmeden. Barınma ihtiyaçları karşılanmadan bir istimlak yapılmaya çalışılıyor.
ÖZELLEŞTİRME SONRASI PLANSIZ MADEN ÇIKARILDI
Etibank’a devredilen bakır işletmeleri özelleştirilince Maden, günden güne geriye gitti. Özelleştirme sonrasında Yıldızlar SSS Holdinge bağlanan işletme, plansız maden çıkarınca maden atıklarını üst üste yığarak heyelan riski oluşturmuş oldu. Mahalle sakinlerinden dinlediğimiz kadarıyla Elâzığ depreminde Maden’de hiçbir evde çatlak bile meydana gelmemiş. “Depreme bu kadar dayanıklı bir yer neden tehlikeli?” derken gidecek yerlerinin olmadığını da ekliyorlar.
ZORLA ÇIKARILMAK İSTENİYORLAR
Eşref Güneş, 45 yıldır Cami Kebir Mahallesi’nde yaşadığını belirterek, “Bir iddia ortaya atılıyor. Kayma var. Yok efendim heyelan olacak. Bu güne kadar böyle bir şey ne yaşadım, ne gördüm ne de duydum. Bu fabrikanın (Yıldızlar SSS Holding) bize yaptığı bir oyundur. ‘Evlerinizi 15 gün içerisinde boşaltacaksınız yoksa elektrik ve suyunuzu keseriz’ gibi sözler söylüyorlar.
Peki bu kadar insan nereye gidecek” diye soruyor. Evlerinden ve iş yerlerinden zorla çıkarılmak istendiklerini anlatan Güneş, “Madem ki siz bu insanları burada yerinden yurdundan edecekseniz, öncelikle gelir bizimle oturursunuz. Kahveci, fırıncı kasap kim varsa dinlersiniz.
Buradaki insanların zararını karşılarsınız. Evlerinin değerini biçersiniz. Evlerinin parasını verirsiniz. Yer gösterirsiniz ondan sonra insanlar başının çaresine bakarlar. Ama ne olursa olsun başka yere gitmeye hiç niyetim yok” diyor.
“DOĞAL OLMAYAN AFET DOĞALMIŞ GİBİ YUTTURULMAYA ÇALIŞILIYOR”
Öner İlhan ise 30 yıllık esnaf olduğunu söyleyerek söze başlıyor: “Başımıza bir felaket geldi, bu felaket de şu anda çalışmakta olan fabrikanın yaptığı hafriyat yüzünden geldi. Doğal olmayan afeti bize doğalmış gibi yutturmaya çalışıyorlar ve bizim tüm caddemizi ve sokağımızı boşalttılar, bizi işsiz güçsüz ortada bıraktılar, şu anda da bir karar çıkmış, 15 gün içinde dükkanları, evleri, işyerlerini boşaltın diyorlar, biz nereye gidelim?” diye soruyor.
“DERDİMİZİ ANLATACAK MUHATAP BULAMIYORUZ”
Mahallelerinin nüfusunun iki binin üzerinde olduğunu ancak baskılar sonucu bir çok insanın mahalleyi terk ettiğini belirten İlhan, şu anda 150 civarında insanın kaldığını söylüyor. İlhan, “Bırakıp gitmek olmuyor. Ben burada en azından kendime, aileme bakabiliyorum.Ben burayı bıraktığım zaman devlet bana güvence verecek mi? Ben memleketimde kalmak istiyorum.
Başka bir yere gitmek istemiyorum. Biz karşımızda bir muhatap bulup derdimizi anlatamıyoruz. Süleyman Soylu’ya derdimizi anlattık, çare olmadı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına anlattık, olmadı. Valiye, kaymakama anlatıyoruz, olmuyor” diyor.Reklam
“BÖYLE SAHİPSİZ BİR YER DÜNYADA YOK”
Bu duruma bir çare bulunmasını isteyen İlhan, “5 yıldır bir çıkmazın içindeyiz. Yarınımız belli değil. Sabah dükkanı açıyorum, akşama kadar oturuyorum, bütün ürünlerin tarihi geçti. Devlet can ve mal güvenliğimizi korumak zorundadır. Bize Gezin’e (Maden’e bağlı köy) gidin dediler ama biz burada kalmak istiyoruz, bize paramızı versinler.
Bugün işyerlerini ve evleri almaya kalksan alamazsın. Bütün yatırımımızı buraya yaptık. Burayı bırakıp nereye gidelim? Köprümüzü kapattılar, evimize kapıdan giremiyoruz, bacadan giriyoruz, hırsızmış gibi. Hükümet konağını, belediye binasını yıktılar. Böyle sahipsiz bir yer dünyada yok” diyor.
“BURADAN GİTMEK İSTEMİYORUM”
Sait Özen en eski mahallelilerden. 80’li yaşlarında. Özen, “Evlerim ve dükkanlarım var, 9 evim 4 dükkanım boş. Ben buradan gitmek istemiyorum, yerlerimizi istimlak edeceklerse paramızı versinler. Ben 1968 yılında ihaleyle bir dağ aldım. Bu dağı kazma kürekle kendim yaptım. 1973 yılında yerleştim. Çocuklarıma yaptım ev ve dükkanları. Ben buraları nasıl bırakır giderim” derken göz yaşlarına hakim olamıyor.
“MADEN PEŞKEŞ ÇEKİLMEK İSTENİYOR”
Şaban Yürekli’yi Maden’de herkes ‘başkan’ diye tanıyor. Yürekli, Maden’de ki her sorun için başvurulan ilk kişi. Bu nedenle doğal başkan. Maden için çırpınışlarını anlatırken boğazının düğümlendiğini anlıyorsunuz. Yürekli, “Maden peşkeş çekilmek isteniyor.
İşte Maden’in sorunu bu, Sayın Cumhurbaşkanım. Bunun çözümü de sadece sizin imzanızla olur. Gelin bu sorunumuzu çözün” diyerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sesleniyor ve ekliyor: “2005’te Belediye Başkanı Orhan Yavuz’un döneminde herkes buraya çekildi.
Holdinge peşkeş çektiler. Cumhurbaşkanı yetkili birisini göndersin ve burayı teftiş etsin. Biz garibanız sesimiz nereye gitsin?”
BOŞALTILMAK İSTENEN MAHALLEDE RESTORASYON
Bir diğer mahalle sakini Rasim Canpolat, “Fırat Üniversitesi bir rapor yayımladı. 5yıl önce ve tutulan raporda burada yaşanan durumun doğal afet olmadığı yazıyor. Bu rapordan sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve il AFAD müdürlüğü tarafından bize birkaç sefer yazı yazıldı. Bu yazıda olay mahallini terk etmemiz istendi. Bir vatandaş olarak zaten mağduruz. Gidecek bir yerimiz yok. 6-7 ay önce İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından kamulaştırma yazısı geldi. 10 gün önce de ‘15 gün içerisinde yerleri boşaltın’ denildi. Biz vatandaş olarak buraları terk etmiyoruz. Bu sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Baskı yoluyla bulunduğumuz yerleri boşaltmaya çalışıyorlar. Eğer bizi çıkarırlarsa ana yolun üstünde çadır kuracağız, başka çaremiz yok. Tebligat göndermediler, çevre ve şehircilikten 4 tane memur geldi ve fotoğraf çekip yazı vurdular ve kaçtılar” diyerek tebligatın kendilerine bizzat yapılmadığını hatırlatıyor. Canpolat, “Haklı iseler neden gözümüze görünmeden gizli tebligat yapıyorlar ve neden kalacak bir alan yaratmadan bizi buradan çıkartmak istiyorlar?” diye soruyor.
Maden’den ayrılırken tarihi bir bina dikkatimizi çekiyor. Saat kulesinin yanındaki hükümet konağı. Hükümet konağı yıkılmayla karşı karşıyayken şimdi restore ediliyor. Bu yapı da Cami Kebir Mahallesi’nde. İnsan soramadan edemiyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.