Hayata her zaman olumlu tarafından bakan, biri olarak bana, tek kelime ile kendini tanıt denilmiş olsa; Hiç düşünmeden “Pozitifim” derdim.
Çünkü kendimi bildim bileli böyleyim…
Herhangi bir olayda, olumsuzluklardan önce olumlu tarafları görmeye alışmış biriyim.
Karşımdaki kişilere zarar vermeyi düşünmediğim için, onların da bana zarar vermeyeceğine inanırım. Yarım bardak su gösterseler, önce bardağın dolu tarafını gördüğüm için “Yarısı Dolu” diye karşılık veririm. İşte bu yüzden hayata umutla bağlı olarak yaşarım.
Belki de bu özelliğim sayesinde işlerimin yolunda gittiğini düşünürüm.
Peki ya bu kadar “Pozitif” olmak iyi mi?
Elbette bunun sıkıntılarını zaman zaman yaşamıyor da değilim.
Ama ben bu halimden mutluyum. İnsanları seviyorum, onlara umut ve moral aşılamaktan mutlu oluyorum. Hayatın bütün olumsuzluklarına rağmen bu duruşumdan taviz vermeye de niyetli değilim.
***
Fakat son bir yıldır dünya insanları pozitif olmaktan korkuyor.
Çünkü, tüm dünyayı etkisi altına alan COVİT-19 Virüsü hem can alıyor, hem insanları süründürüyor. Dünya ülkeleri, şimdi dört gözle onaylanan aşıları bir an önce insanlarına vurdurmayı ve onların sağlıklarını korumayı planlıyor.
İşte tam böyle bir süreçte, eşimle birlikte halsizlik ve eklem ağrıları şikayeti ile hastaneye test için gittik. Her ikimizin test sonucu pozitif çıkınca, evde ilaç tedavisine başladık.
Yazımın başında da söylediğim gibi; Hayata pozitif bakan biri olarak bu duruma isyan etmedim. Sadece, bu derdin pençesine düşen insanları daha iyi anlayabilmek için Yüce Allah’ın bana sunduğu biri fırsat olarak düşünmeye başladım.
***
Ancak, şunu ifade etmem gerekir ki;
Bu sürecin başlangıcında maske dağıtmayı bilebeceremeyen iktidar, sağlık çalışanlarımıza verdikleri sözleri tutmasa da, onların özverili çalışmaları üzerinden siyasi prim elde etmeyi umuyor.
Bugün (Pazar) karantinada 4’ncü günümüz.
İlaçlarımızı alıyor ve iyileşeceğimize inanıyoruz.
Hem İl Sağlık, hem İlçe Sağlık Müdürlüğü’ünden, hem de Aile Hekimimiz tarafından telefonla arandık. Bir ihtiyacımız olup olmadığı soruldu. Onlarla bir defa daha gurur duydum.
Sağlık çalışanlarımız bir yıldan bu yana kahramanca mücadele ederken, bizi yönetenler saçma sapan sokağa çıkma yasakları uygulayarak bu hastalığın kontrol altına alınacağını sanıyorlar. Şöyle, cesurca bir sokağa çıkma yasağı alamıyorlar.
Test için, hastaneye gittiğimiz gün ilaçlarımızı almıştık.
Eczacı arkadaş da TURKUAZ TABLOLARIN gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Bu hastanede 200 kişiye Covit-19 teşhisi konuluyor” deyince yine gözlerim fal taşı gibi açıldı.
***
İnsanlar artık bizi yönetenlerin sözlerine ve onların yayınladıkları tablolara değil, yaşadıklarına inanıyor…
Onlar Ekonomi çok iyi diyorlar, millet kuru ekmek dönemi yaşıyor…
İşsizlik azaldı diyorlar ama gençler iş bulma ümidini kaybettiği için yurt dışına gitme planları yapıyor. Adam akıllı bir sokağa çıkma yasağı uygulamadan bu sürecin geçeceğini sanıyorlar ama yanılıyorlar.
Kısacası hayatımız Negatif değerler üzerinden devam ederken,
Pozitif olan tek şey Covit-19 görünüyor.
Moralleri bozmamak lazım…
Çünkü “Kara gün kararıp kalmaz” mış!
Bu günler de geçecek…